Atatürk’ün akşam sofraları döneminden bugüne deyin konuşulmuş, ilgi çekmiştir. Genellikle işin magazin boyutu tartışılmış, sofranın işlevi pek göz önünde bulundurulmamıştır. Sofrada bulunan yakın çevresinin çıkardığı kitaplar ve günlükler bu sofraların içeriği hakkında bilgiler barındırsa da kulaktan kulağa yayılan yalan yanlış bilgilerin cazibesine yenik düşmüştür. Bu sofraların niteliğini ve işlevini kavramak, Atatürk’ün felsefesine bir adım daha yaklaşmak İsmet Bozdağ’ın Atatürk’ün Fikir Sofrası kitabını okumakla mümkün aslında.
Atatürk’ün Fikir Sofrası
Gazetecilik mezunu Türk araştırmacı ve yakın dönem tarih yazarı İsmet Bozdağ tarafından 1999 yılında yayımlanan kitap günümüzde de raflarda bulabileceğiniz aydınlatıcı bir derleme. Bir nevi dönemin Atatürk sofrasına biz okuyucuları konuk ediyor ve bu sofranın felsefesi hakkında bizlere ışık tutuyor. Dönemin hükümet işlerinin denetlenmesi sofranın başlıca işlevi ancak; Atatürk bununla sınırlı kalmayıp dönemin önemli şahsiyetlerini de bu sofrada konuk ediyor. Atatürk’ün fikir alışverişine ve fikirlerin saygı ile çarpışmasına ne kadar önem veren bir kişi olduğunu da bu eserle bir kere daha hatırlamış oluyoruz.
Sofranın davetlileri arasında sadece aydınların, Atatürk’ün yakın arkadaşlarının ve hükümet yetkililerinin bulunduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Müzeyyen Senar ve Atatürk’ün Florya’daki köşkünden sıkılıp firar ettiği bir gün yolda arabasını durdurup tanıştığı çiftçi de sofrada kendilerine yer buluyorlar. Kitaba yansımayan kim bilir daha ne kadar hikaye vardır diye düşünceye dalmıyor değil insan..
Şu sıcak yaz gününü bir çınarın altında ya da bir sahil kenarında böyle güzel anıları okuyarak değerlendirmeniz, kurucu değerimiz olan Atatürk’ü daha iyi anlamanız ve anlatmanız için okumanızı salık veririm.
Adnan İnan